Grammy Ödülü’nü reddeden O’Connor, sık sık kadın hakları, savaş, çocuk istismarı gibi konularda görüşlerini dile getirdi. 1992 yılında Papa II. Jean Paul’ün Katolik kilisesindeki cinsel tacize sessiz kalmasını protesto etmek için Papa’nın bir fotoğrafını canlı yayında yırtmasıyla dindar kamuoyunun tepkisini çekti.

Değişimin savunucusu Sinead O’Connor Hayatını Kaybetti

Berna Kaytaz yazdı;

14 yaşında bir ergenken tam anlamıyla müzik delisiydim. Geçirdiğim büyük ergenlik krizlerim sayesinde aileme radyo, kaset, cd ve plak çalabilen kocaman bir ‘teknolojik’ alet aldırdım. Kablolu bir kulaklık da beraberinde alındı elbette. Yatağımın başucuna koydurdum yeni oyuncağımı. Okuldan eve gelince hemen derslerimi yapıyordum ki rahatça yeni oyuncağımla oynayabileyim. Radyoda duyduğum, sevdiğim şarkıları boş kasetlere kayıt etmek için kulaklık kulağımda nöbet tutuyordum yeni oyuncağımın başında.

Bazen rastgele radyoda anons edilen şarkıları eksiksiz en baştan kaydını alabilmek için kayıt tuşuna basıp, kayıt ediyordum. Kayıt ettiğim şarkıyı sevmezsem, siliyordum. Yine öyle bir akşam vücudumun bir parçasına dönüşmüş kulaklığımla yatağa uzanmıştım ki, spiker şarkıyı anons edince hemen kalkıp kayıt tuşuna bastım. Çok mutluydum çünkü şarkı henüz başlamadan tam olarak kasete kayıt edebilmiştim. Şarkıyı dinlerken öylece kaldığımı hatırlıyorum.

Çok etkilenmiştim duyduğum şarkıdan. Sonra da bu çok beğendiğim şarkıyı kayıt edebildiğim için gurur duyuyordum kendimle. Şarkı bitti, bende kaydı sonlandırdım. Sonra hemen kaseti geri sarıp kayıt ettiğim şarkıyı yatağa uzanıp yeniden dinledim. Sonra kaseti başa sarıp sarıp dinledim. En sevdiğim şey; beğendiğim şarkıları öldürene dek tekrar tekrar dinlemek. Ama şarkı art arda dinlememe rağmen ölmüyordu. Aksine etkisi daha da kuvvetleniyordu.

Ülkemizin ilk özel televizyonu InterStar yayın hayatına yeni başlamıştı ve gündüzleri yabancı video klipler yayınlıyordu. Yine okuldan geldiğim bir gün, son zamanlarda defalarca dinlediğim şarkının video klibini televizyonda gördüğümde Sinead O’Connor’ın yüzünün saf güzelliğinden, sesinden, gözyaşlarından büyülenmiştim. Tüm dünyanın etkilendiği ve dinlediği Sinead O’Connor’ın gazeteden kestiğim kocaman fotoğrafını kitaplarımın, kasetlerimin olduğu dolabın kapağına yapıştırmıştım.

Sinead O’Connor, hayatıma böyle dahil oldu. Sihirli kutu radyo ile tanışmam sonrasında radyo programlarımda sıklıkla çaldığım şarkılardan biri idi Nothing Compares 2 U. Şarkıyı o kadar severim ki, şarkının sahibi bir başka dahi Prince ve Rosie Gaines yorumunu önce dinletip ardından Sinead O’Connor yorumunu da ardından çalarım radyo yayınlarımda. Dinlemeye de dinletmeye de doyamam yani.

1966 yılında Dublin, İrlanda’da dünyaya gelen Sinead O’Connor, anne ve babasının boşanmalarının ardından annesinin kendisine şiddet uygulaması nedeniyle babasıyla yaşamaya başladı. Eğitimini tamamlayamayan Sinead, sanata eğilim gösterdi. Barbra Streisand’ın ‘Evergreen’ adlı şarkısını söyleyerek dikkatleri üzerine çekince ‘Tua Nua’ adlı bir topluluğa katıldı ve müzikle hayatını şekillendirmeye başladı. 1983 yılında babasının desteğiyle girdiği ‘Newtown’ adlı okulda müziğe iyice yoğunlaşarak bir deneme albümü çıkardı.

Küçük bar ve gece kulüplerinde sahneye çıkan ‘Ton Ton Macoute’ grubunun adını duyurmaya başladığı 1985 yılında annesini bir trafik kazasında yitirmesi onu çok etkiledi ve İngiltere’ye giderek Londra’da kariyerine devam etme kararı aldı. Bob Dylan’dan Bono’ya, Fachtna O’Ceallaigh ve Marco Pironi’ye dek önemli sanatçılarla birlikte çalışmalar yaparak müzik sektöründe adını duyurmaya başladı.

Prince, yazdığı şarkıyı kendi albümünde kullanmamış, grubu The Family’e vermişti. Grup, 1985 yılında şarkıyı kendi isimleriyle çıkardıkları albümlerinde yayınlamışlardı ancak albüm başarılı olmamıştı. Şarkı da! Şarkı, belli ki onu hissedecek sahibini arıyordu. Prince’in bu şarkısına yorum yapma fikri Sinéad O ‘Connor ‘ın menajeri Fachtna O’Kelley’in aklına iyi ki gelmişti.

Sözlerini Prince’in yazdığı Nothing Compares 2 U adlı şarkıya getirdiği yeni yorum ile bir anda zirveye çıkan Sinead O’Connor şarkıyla öylesine bütünleşti ki bir söyleşisinde “Bana kalırsa bu benim şarkım” demişti. Haklıydı da! Şarkı sahibini bulmuştu. Bu büyük ilgiden sonra “Basın bana baktığında çizmeli bir kadın gördü. Benim agresif, güçlü ve dayanıklı olduğumu varsaydılar. Ben gerçekte o değilim.” Diyerek hassasiyetini açıkça dile getirmişti.

Grammy Ödülü’nü reddeden O’Connor, sık sık kadın hakları, savaş, çocuk istismarı gibi konularda görüşlerini dile getirdi. 1992 yılında Papa II. Jean Paul’ün Katolik kilisesindeki cinsel tacize sessiz kalmasını protesto etmek için Papa’nın bir fotoğrafını canlı yayında yırtmasıyla dindar kamuoyunun tepkisini çekti.

Daha sonra yaptığı müzikal çalışmalarla beklediği başarıyı bulamayan Sinead O’Connor, duygusal olarak savruluyordu. Sosyal medyada intihar edeceğini söylediği paylaşımlar yaparak sevenlerini endişelendiriyordu. 10 Ocak 2022 tarihinde 17 yaşındaki oğlunun intihar etmesi zaten sorunlu olan ruh halini tetikledi. Her şeyi derinden hisseden gelgitli duygu dünyası, taşkın ve başkaldıran ruhu bu dünyayla uyumlanamadı.

Hayatının son 5 senesinde islamiyeti seçerek ismini de değiştiren, değişimin savunucusu Sinead O’Connor ile hiçbir şey kıyaslanamaz. O, bu dünyadan gitmeyi çok istedi. Burada bulamadığı huzuru umarım gittiği tarafta bulur.