Güneyköy’de kapasite yükseltme talebi istenen taş ocağına köylüler tepki gösterdi.

Yalova merkeze bağlı Güneyköy’de, bulunan bir taşocağının kapasite artırımı talebine karşı açılan davada, Bursa 4. Bölge İdare Mahkemesi tarafından tayin edilen bilirkişi heyeti maden sahasında incelemelerde bulundu. Çevreciler ve köylüler alana gelerek kapasite artırım talebine tepki gösterdi.
Güneyköy’de bir taşocağının kapasite artırımı talebine karşı Güneyköy Muhtarlığı ile Samanlı Dağları Çevre ve Kültür Derneği tarafından dava açıldı. Dava çerçevesinden oluşturulan bilirkişi heyeti maden sahasına gelerek incelemeler gerçekleştirdi. Güneyköy’de bulunan taş ocağında gerçekleştirilen incelemeye firma yetkililerinin yanı sıra çevreciler ve köylüler katıldı. Konuyla ilgili gazetecilere açıklamada bulunan Güneyköy Muhtarı Hacı Murat Erhan , “Güney köyümüz içinde bulunan taşocağı köy merkezi 500 metre uzakta. Bu mevcut ocağın şu anda kapasitesi bitmiş durumda. Tekrardan ÇED raporuyla genişletilmek isteniyor. Genişleme sürecine ilişkin devamızı açtık. Mahkeme heyet kurdu. İtirazımızı yapıyoruz. Mahkemelerin karar vermesi aşağı yukarı bir sene sürüyor. Görüyorsunuz taşocağının bitiminden hemen sonra orman alanı başlıyor. Ormanın da bitiminden sonra köyümüzün evleri başlıyor. Köyümüze aşırı miktarda toz ve ses geliyor. Ektiğimiz hiçbir ürün olmuyor. Akabinde sağlık soruyla ilgili insanların kansorejen madde çıktığı için taşlardan sağlık sorunlarında bir artış var. Bunun önlenmesi için uğraşıyoruz. ÇED raporu çıkmazsa faaliyetlerini durduracaklar” diye konuştu.
Samanlı Dağları Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Hakim Menteş ise taşocakları ve çevreye zarar veren tüm faaliyetlere karşı çevreyi koruya çalıştıklarını kaydetti. Menteş, taşocağını işleten firmanın kapasite artırım projesi olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
“Dağlarımızı, ormanlarımızı, su kaynaklarımızı, hemen altında köyümüzü tehdit eden girişime karşı olduğumuzu belirtmek için buraya gelmiş bulunuyoruz. Şu anda mahkemenin atadığı bilirkişi heyeti mevcut. Biz de kendimizce haklılık yönlerimizi anlatmaya çalıyoruz. Köyümüzde bir tek bu değil, bunun yanında daha iki tane ocak var. Köyümüz kısacası her tarafı ocaklarla çevrildi. Eğer bu durum bun şekilde devam ederse köyümüzün ömrü çok uzun olmayacak. Rüzgar ne yerden eserse esin, toz, gürültü, bazen patlamalardan dolayı taşlar yolumuza, evimize kadar gelmektedir. Biz de yaşam hakkımızı savunuyoruz. Elimizden geleni yasal yollarla yapmaya çalışıyoruz. Bulunduğumuz ocak aslında 1,5 yıldır kapatılmış durumda. Kurallara uyulmadığı için kapatılmış durumdaydı. Ocak sahipleri, işletmecileri burayı yeniden açıp büyütmek gayretindeler. Biz de buna karşı mücadelemizi sürdürüyoruz.”