Arkeoloji ve Kültürel Miras Eğitimleri Çalıştayının ikincisinin düzenlendiği Gaziantep’te, Altınova Su altı Kazı Başkanı Dr. Serkan Gündüz sunum yaptı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Delegasyonu ortaklığında Gaziantep’te kurulan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün düzenlenen, Arkeoloji ve Kültürel Miras Eğitimlerinin ikincisi Gaziantep’te yapıldı.
Çalıştayda, Altınova Su altı Kazı Başkanı Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Öğr. Serkan Gündüz, Altınova’da Sualtı Kültür Varlıkları konusunda sunum yaptı.
MARMARA DENİZİ, MEDENİYETLERİN BULUŞMA NOKTASIDIR
Dr. Gündüz, “Altınova’daki çalışmalar beş yıldır Altınova Belediyesi’nin sponsorluğunda büyük bir titizlikle devam ediyor. Marmara Denizi, hem Karadeniz kıyısındaki medeniyetleri Ege medeniyetleri ile hem de Avrupa kıyılarındaki kentleri Asya kıyısındakiler ile buluşturmuştur” dedi.
“ALTINOVA, ÖNEMLİ BİR COĞRAFYA”
“Projenin ilk çalışmalarına Altınova ilçesinden başlanılmasındaki sebepleri arasında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun önemli liman şehirlerinin olduğu bilinen Helenopolis’in, Barrington Atlas’ta Limnae Antik Kenti’nin ve I. Haçlı Seferleri’nde önemli bir liman görevi gören Kibotos Kalesi’nin bu coğrafya içerisinde olmasıdır.
TESPİT EDİLEN BULUNTULAR
Arkeolojik sualtı yüzey araştırmalarımız esnasında Dilburnu’nda geç Roma devrine tarihlendirebileceğimiz ve yirminci yüzyılın ortalarına kadar kullanılmış olan bir adet iskele, bu iskelenin batısında Osmanlı Dönemi deniz fenerinin kıyı şeridinde muhtemelen geç Roma erken Bizans dönemine tarihlendirilebilecek bir deniz feneri, Hersek Lagünü’nün giriş kısmında üç farklı döneme işaret eden Lagün Seddi izleri, Karamürsel Eğitim Merkezi Komutanlığı kıyı şeridinde Limnae/Civetot yerleşimlerine ait olduğunu düşündüğümüz yapı kompleksi ve lagünün ön bölümünde Osmanlı devrinden kalma “Altınova 1” adını alan gemi batığı tespit edilmiştir. Bu gemi yine Altınova bölgesinden çıkartılan Od taşı taşırken batmıştır.
“DALIŞ TURİZMİNE AÇILABİLİR”
17 kilometrelik kıyı şeridinin büyük bir bölümü modern yapılaşmanın kurbanı olması sebebiyle yalnızca yaklaşık 8 kilometrelik bir alan boyunca araştırmalar gerçekleştirilmiştir. 8 kilometrelik bir kıyı şeridinde tespit ettiğimiz arkeolojik sualtı kültür varlıkları bize bölgenin tarihî önemi bir kez daha ispatlanmıştır. Ayrıca sualtında keşfedilen kalıntılar ileriki yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolünde dalış turizmine açılabilir ve bölge ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı olabilir” diye konuştu.